Engelliler Haftası
Ülkemizde 10-16 Mayıs günlerini içeren hafta Engeliler Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu hafta içinde bir çok etkinlikler yapılmaktadır. Engellilerin topluma kazandırılması ve toplumla barışık bir şekilde yaşamlarına devam etmeleri için bu haftada yapılan tüm etkinliklerin azami önem taşıdığı aşikardır. Engelliler haftası ile ilgili Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Kırıkkale İl Temsilcisi Mahmut Bozkurt’un yapmış olduğu basın açıklamasına yer veriyoruz.
10-16 Mayıs Engelliler Haftası Basın Açıklaması
Herşeyden önce bu haftayı ve diğer bütün haftaları tüm engelli kardeşlerimin engelsiz bir şekilde yaşayarak geçirmelerini temenni ediyor kendilerine Yüce Allah’dan acil şifalar diliyorum. Biliyorum bu hafta ama kocaman bir yılda sadece bir hafta engellileri hatırlama haftası ancak ben maalesef yoksun kaldığımız bazı haklarımızdan ve karşılaştığımız sorunlara kısaca değinmek istiyorum….
Engelli bireylerin sağlık, eğitim, istihdam, siyasal katılım, vb erişimleri engelli oldukları için reddedildiğinde ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Engelli bireyler engellilikleri nedeniyle istismar, ön yargı, saygısızlığa maruz kaldığında insanlık onuru ihlali yaşamaktadır. Engelli bireyler istekleri dışında kurumlarda tutulduğunda ya da gönülsüz olarak tecrit edildiğinde veya engelleri nedeniyle yasal olarak yetersiz görüldüğünde bağımsızlıkları ihlal edilmiş olur. Engellilik geleneksel olarak bir sağlık, refah veya yardım sorunu olarak ele alınmıştır. Bu bakış açısı engllilere karşı bir damgalanma ve ayrımcılığa yol açmıştır.
Tüm bireyler gibi engelliler de temel hak ve özgürlüklerinin korunması, yerine getirilmesi ve uygulanması hakkına sahiptir. Sosyal izolasyonun ortadan kaldırılması, engelli bireylerin de diğer vatandaşlar gibi sivil ve siyasal haklarından yaralanması için engellilerin hak ve ihtiyaçları konusunda toplumsal bilinçlendirme ve farkındalık kazandırma çalışmaları büyük bir ihtiyaçtır.
İnsan hakları ! ne demek acaba hiç düşündük mü ? İnsan hakları; milliyet, ikamet, cinsiyet, ulus yada etnik köken, renk, din, dil, engellilik, yaş yada herhangi bir diğer statüsüne bakmaksızın tüm insan varlığına ait olan hakları ifade eder. Kısacası tüm insanlarınsahip olduğu temel hak ve özgürlüklere insan hakları denir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 1. Maddesinde de belirtildiği gibi,
“ BÜTÜN İNSANLAR ONUR VE HAKLAR BAKIMINDAN EŞİT DOĞARLAR”
İnsan hakları bir bütündür. Kişisel, kültürel, ekonomik, siyasi ya da sosyal tüm haklar insanlık onurunun ayrılmaz bir parçasıdır. Tüm haklar eşit statüye sahiptir ve aralarında herhangi bir hiyerarşi de yoktur. İnsan haklarının bütünsel olarak ya da belli bir parçasının gerçekleşebilmesi bir diğerinin gerçekleşmesine bağlıdır.Eşitlik ve ayrımcılığa uğramama adına tüm bireyler varlık olarak eşittir ve herkes onur ve haklar bakımından herhangi bir ayrımcılığa uğramaksızın eşit haklardan eşit şekile yararlanmalıdır.
İnsan haklarını uygulamak hükümetlerin görevidir. Uluslar arası sözleşmelere göre hükümetler insan haklarına saygı duymak, insan haklarını korumak ve yerine getirmekle yükümlüdürler.
Engelli kavramı ; BM Engelli Hakları Sözleşmesi 1. Maddesine göre “ diğer bireylerle eşit koşullar altında topluma tam ve etkin bir şekilde katılımlarının önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozukluğu bulunan kişileri içermektedir.”
ENGELLİ HAKLARINI BİR İNSAN HAKKI OLARAK KABUL ETMEK GEREKMEKTEDİR
Ülkemizde engellilerin pek çok sorunu olduğu bilinmektedir. Bu sorunların temelinde yasal düzenlemelerin yeterli düzeyde uygulanmaması, toplumun engellilere yönelik tutum ve davranışlar konusunda yeterince bilinçli olmaması, engellilerin sosyal katılımının tam olarak sağlanamaması ve eğitimde fırsat eşitliğinden yararlanamamaları gelmektedir.
Engellilerin topluma eşit ve tam üyeler olarak dahil olmalarını ve katılımı sağlayan esas ERİŞİLEBİLİRLİK’tir. Erişilebilirlik sonuçları açısından da çok önemlidir. Örneğin, bir engelli bireyin ulaşım araçlarına erişimi beraberinde onun eğitim, sağlık, istihdam, sosyal e kültürel faaliyetlere de erişimine zemin teşkil edecektir. Böylece engelli bir birey sosyal olarak toplum içinde var olacaktır.
Engellilik bir insan hakkıdır çünkü;
- Engelli bireylerin siyasal katılım, sağlık, eğitim, istihdam vb erişimleri engelli oldukları için reddedildiğinde ayrımcılığa maruz kalmaktadır.
- Engelli bireyler engellilikleri nedeniyle istismar, ön yargı, saygısızlığa maruz kaldığında insanlık onuru ihlali yaşamaktadır.
- Engelli bireyler istekleri dışında kurumlarda tutulduğunda ya da gönülsüz olarak tecrit edildiğinde veya engelleri nedeniyle yasal olarak yetersiz görüldüğünde bağımsızlıkları ihlal edilir.
- Engellilik geleneksel olarak bir sağlık, refah veya yardım sorunu olarak ele alınmıştır. Bu bakış açısı engellilere karşı bir damgalama ve ayrımcılığa yol açmıştır.
Engellilerle ilgili geleneksel ve modern yaklaşım biçimleri ise şöyledir:
Tıbbı Model ; engelliliği dar anlamıyla tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak ele alıyor. Bu perspektif engelliye “ hasta” ya da “kusurlu” ve iyileşmesi gereken kişi olarak yaklaşmaktadır. Engelliliği sadece bu bakış açısı ile ele almak, bireylerin, toplumun ve hükumetlerin engellilerle ilgili sosyal ve fiziksel çevredeki yükümlülüklerini yerine getirmelerine engel oluyor.
Tıbbi modele göre engelliler
- Kötü tasarlanmış binalar
- Ulaşım güçlüğü
- Park yeri sorunu
- İzolasyon
- Ayrımcı eğitim
- Ön yargı ve ayrımcılık
- Fakirlik ve düşük gelir
Hayır işi / Yardımseverlik Modeli ; bu model engellileri merhamet ve yardımın objesi olarak görür. Engelli bireyler bağımsız bir şekilde yaşayamayan yardıma muhtaç kişiler olarak ele alır. Bu yaklaşım engellileri toplumun aktif bir katılımcısı ve hak ve özgürlükleri olan bireyler olarak görmez.
Sosyal Model ; bu model sosyal ve fiziksel ortamda engelli bireylerin hak ve özgürlüklerini kısıtlayan engellerin ortadan kaldırılmasına odaklanır. Sosyal modele göre engellilerin sorunları da yukarıda belirttiğimiz gibi aynısıdır.
Hak temelli model; bu yaklaşım bütüncül bir bakışla sosyal modelin üzerine inşa edilmiştir. Engelli bireyler insan hakları hukukunun birer öznesi olup, temel hak ve özgürlükler engelliler içinde geçerlidir.
Engelli bireyler yardım objesi olarak görülmek yerine insan hakları sahibi olarak görülmelidir. Bunun toplumda sahip olunan yaklaşım ve tutumlar yenileri ile değişmelidir.
Yardım yaklaşımı İnsan hakları yaklaşımı
Opsiyon Zorunluluk
Dışsal kontrol Otonomi
Güçsüz kılma Güçlendirme
Eksikliği düzeltme Çevreyi düzeltme
Aktiviteyi kısıtlama Aktiviteyi kolaylaştırma
Küçük görme DEĞER VERME
Bağımlılık Dışa bağımsızlık
Ayrımcılık Eşitlik
Kuruma yatırma Katılım
Tecrit etme Entegrasyon
ENGELLİ HER KİŞİ BEDEN VE RUH BÜTÜNLÜĞÜNE DİĞER BİREYLERLE EŞİT BİR ŞEKİLDE SAYGI DUYULMASI HAKKINA SAHİPTİR.
Erişilebilirlik; engellilerin topluma eşit ve tam olarak dahil olmalarını ve katılımı sağlayan esastır. Erişilebilirlik sonuçları açısından da önemlidir. Örneğin, bir engelli bireyin ulaşım araçlarına erişimi beraberinde onun eğitim, sağlık, istihdam, sosyal ve kültürel faaliyetlere de erişimine zemin teşkil edecektir. Böylece, engelli bir birey sosyal olarak toplum içinde var olacaktır.
Erişilebilirliğin önündeki engeller ise ;
- Fiziksel engeller
- Bilgiye ilişkin engeller
- Kurumsal engeller
- Tutumsal engeller
Engelliler toplum içindeki önyargı ve engellilere yönelik ayrımcılık nedeniyle pek çok sorunla karşılaşmaktadır. Eğitim imkanlarına erişememe ve istihdam sorunu mevcut ön yargılardan kaynaklandığı kadar engelliyi toplumun dışına itmesi, bağımlı bireyler haline getirmesi açısından da son derece önemli etkilere sahiptir.
Engelli bireyler çoğunlukla bakıma muhtaç, bağımsız hareket edemeyen, öğrenme becerisi sınırlandırılmış bireyler olarak algılanmaktadır. Bu açıdan eğitim engellilerle ilgili kalıp yargıları ortadan kaldırmak, bireylerin öz bakımlarını kendilerinin yapmalarına katkıda bulunmak, mesleki bilgi ve becerilerini geliştirmek, temel hakları konusunda farkındalığı artırmak için gerekli en temel unsurdur.
Eğitime erişimdeki engeller ;
- Eğitim sistemindeki engellilerin eğitimine ilişkin uygulamalarla ilgili mevzuat ve poitikaların etkin olmayışı
- Okul idarecileri, öğretmen ve diğer öğrencilerin engelli öğrencilerinöğrenme ve eğitime aktif katılımına ilişkin önyargıları
- Engellilerin eğitimi ve eğitim sistemine katılımı ile ilgili yeterli finans kaynağının olmayışı
- Eğitim kurumlarına erişim sorunu
- Eğitim kurumlarındaki fiziksel engeller
- Engellilerin kullanımına uygun materyallerin olmaması(Braiile alfabesi, görsel sunumlar vs)
- Engellilerin ihtiyaçları ile ilgili yetişmiş öğretmen açığı
- Sınıf konumunun engelli öğrenciler için uygun olmayışı.
Bu konuda ne yapılabilir ?
- Okullardaki engelli öğrencilerin aktif olarak eğitim ve öğretime katılımı için yasal düzenlemelerin yanı sıra öğretmen ve idareciler de bir dizi tedbir alarak engelli öğrencilerin eğitim hayatını kolaylaştırmaya katkı sunabilir.
- Engelli öğrencilerin engellilik türü dikkate alınmalı, tecrit edici davranışlardan uzak durulmalıdır.
- İşitme engelli çocuklar sınıf içerisinde öğretmeni en iyi şekilde görebileceği bir yere otutulmalıdır.
- Engelli öğrencilerin engelli olmayan öğrenciler ile kaynaşması için çeşitli etkinlikler düzenlenmeli.
- Her eşyanın sınıf içindeki yeri belirli olmalıdır, görme engelli öğrenci bundan haberdar edilmelidir.
- Otistik çocukların eğitiminde bireysel eğitim planı uygulanmalı, ilerlemeler kaydedilmelidir.
- Otistik çocukların iletişim sorunlarına yönelik iyileştirici tedbirler alınmalıdır.
- Engelli öğrencilerin fiziksel, cinsel istismarına yönelik koruyucu tedbirler alınmalı, ihmal ortadan kaldırılmalıdır.
Önyargı ve Engellilere Yönelik Ayrımcılık
Engelliler, erişim hakkının yerine getirilmemesine bağlı olarak bir dizi temel hak ve özgürlükleri ve ekonomik ve sosyal haklarından da yeterince yararlanamamaktadır. Bu kapsamda eğitim, sağlık, istihdam, spor ve kültürel faaliyetlere erişimin kısıtlı olması ve kentlerde engelliler için gerekli altyapının bulunmayışı engelli bireylerin ev, bakım merkezleri gibi yerlerde izole bir şekilde yaşamalarına neden olmaktadır.
Öte yandan toplum içinde var olan kalıp yargılar nedeniylede engelli bireyler sosyal olarakdışlanmaktadır.Engelli bireylerle ilgili olarak toplum genelinde bazı önyargılar mevcuttur. Bu önyargılardan bazıları ;
- Engelliler, kendi kendine yetemez
- Acınması gereken kişilerdir
- Çaresizdirler
- Lanetlenmişlerdir
- Kaderleri yüzünden aksidir
- Engelli olmayanların dünyasına kızgınlıkla bakar
- Yaşamaya değmayacak hayatlara sahiptir
- Evden çıkmamaları tercih edilir
- Çalışamaz
- Aile kuramaz / iyi ebeveyn olamaz
- Özel, ayrı eğitim proğramlarına ihtiyaç duyar
- Kültürel faaliyetlere katılamazlar
- Öğrenemezler
- Çocuklar gibi naiftir (zihinsel engelliler), kendi kendine karar veremez
Tehlikelidir / bir tehdit teşkil ederler / şiddete başvurabilir (psiko-sosyal engelliler)
Tüm bu ön yargılardan en kısa zamanda kurtulması için halkın bilinçlendirilmesi ve engellilerle barışık bir yaşam tarzını benimsemeleri sağlanması gerekmektedir.
Engelsiz günler dileğiyle…
Altın Ayaklar Spor Kulübü